Peyzaj Mimarlığında Semiyotik Bilimi
  1. Anasayfa
  2. Peyzaj Mimarlığı

Peyzaj Mimarlığında Semiyotik Bilimi

Reklam Sponsoru

Estonya’da eğitim görürken bölümünü sorduğum birçok kişiden ‘Semiyotik’ cevabını almıştım. Araştırınca Türkçeye ‘İşaret Bilimi’ veya ‘Gösterge Bilim’ olarak geçtiğini gördüm. Ancak Türkiye’de bu konuya -maalesef- yeterince önem verilmiyor. Avrupa bu konunun önemine varmış olacak ki bir çok üniversitede bu bölüme yer vermiş. Türk arkadaşlardan Burhan SAYILI’da Semiyotik bölümünde master yaptığını söyleyince, nedir bu Semiyotik diye sordum, duyduklarımdan etkilenerek bu yazıyı yazmaya karar verdim;

Semiyotik ya da diğer adıyla semiyoloji, simge, sembol ve İşaretlerin yorumlanmasını, üretilmesini veya işaretleri anlama süreçlerini içeren bütün faktörlerin sistematik bir şekilde incelenmesine dayanan bir bilim dalıdır. Semiyotik disiplinler arası bir sahadır. Değişik işaret sistemlerine dayanan anlam ve bildirişim konularını inceler.

Tanımdan kafanız karışmasın. Birazdan vereceğim örneklerle daha iyi anlayacaksınız. İnsan beyni okuduklarından ya da duyduklarından ziyade işaretlerden çözerek anladıklarına daha çok inanmaya meyillidir. Bunu fark eden tasarımcılar ve pazarlamacılar özellikle 21. yyda Semiyotikle daha çok ilgilenmeye başlamışlardır.

Ülke bayrakları ülkenin kendisine benzememektedir, bir bayrağın hangi ülkeye ait olduğunu öğrenmemişsek eğer, -bayrakta ülkeyi çağrıştıran bir şey yoktur ama- o bayrağın bizim bilinçaltımızdaki edinilmiş bilgi kalıbı bize o bayrağın hangi ülkeye ait olduğunu bildirir. Eve girdiğimizde, sayesinde annemizin pişirdiği yemeği anladığımız koku, vücut dili, mimikler veya korku filmindeki gerilim müziği… Hepsi birer semboldür aslında çünkü beyine iletildiklerinde anlam kazanırlar.

Semiyotik Bilimi tasarımcılar açısından son derece önemlidir. Çünkü Semiyotik Bilimine vakıf olan bir tasarımcının yapacağı her eser ulaşmak istediği hedef kitlede istediği duyguyu yaratma bilinciyle oluşturulmuş olur.
İşte semiyotik bilimine vakıf olan tasarımcılar tasarımda kullanacakları renkleri de, formları da ışığı-gölgeyi de semiyotik bilimin tespit ettiği; -insanlığın asırlardır edindiği bilinçaltı kalıplarını tetikleyen renklerle, formlarla, ışık ve gölgelerle- oluşturulmuş denge ve armoni bilgisine dayalı bilgilerle tasarımlar ortaya koyacak ve hedef kitlede gereken etkiyi oluşturup pazarlanacak olan ürün adına gerekli duygu yaratımını gerçekleştireceklerdir. Böylece tüketicinin hangi sabunu ya da hangi elbiseyi almasına tasarımcı karar vermiş olacaktır. Bu bilinçlice yapılan bir toplu güdülmeme metodudur.

Tüm renklerin anlamlarını uzun uzun yazamayacağımız için kısa bir bilgi halinde vermek istiyorum:

KIRMIZI: Kırmızı, dikkat çekici bir renktir. Dekorasyon ve dizayn yaparken kırmızı cisimlerin mükemmel olması önemlidir çünkü insanlar bu objeleri hemen farkedecektir. Kırmızı, hakimiyet kuran bir renktir. Zemin olarak değil, vurgu yapmak için kullanılmalıdır.
YEŞİL: Yeşil güven verir. Hastaneler de logo ve iç dizaynlarında yeşili tercih ederler. Çünkü rahatlatıcı ve sakinleştiricidir.
MAVİ: Sakinleştirici bir renktir, Batı´da bu sakinleştirici etkisi yüzünden intiharları azaltmak için köprü korkuluklarını maviye boyarlar. Genellikle yıldızları, geceyi, insan sıcaklığını, kalıcı ve derin duyguları, düşünceyi ve dinlenmeyi simgeler.

SARI: Sembolizmde sarı; geçiciliği, ölümü hatırlatır. sarı odalarda çocukların daha çok ağladığı, büyüklerin daha sinirli oldukları tespit edilmiş.
BEYAZ: Genellikle saflığın ve temizliğin sembolüdür. Doğruluk ve güven veren bir anlam taşır. Ancak gözü çabuk rahatsız eder.
SİYAH: Siyah, gücü ve tutkuyu temsil eder. Hırsın da bir ifadesidir. İş görüşmelerinde sorarlar: “Şirketimiz işe başladığınızda size bir araba verecek, ne rengi tercih edersiniz?” ´Siyah´ cevabını verirseniz şirket hırslı yükselmeyi isteyen bir eleman geliyor diye düşünür.
GRİ: Gri, gözün en rahat ayırdığı algıladığı renklerden biridir. Diplomatik ve ağır bir renktir ama hareketsizliği, yavaşlığı ve ciddiyeti temsil eder.
MOR: Mor renginin ruhsal esenlik ve sonsuzluk ile ilgili olduğu düşünülür. Eskiden beri ihtişam ve lüksün son basamağı olarak düşünülür.

TURUNCU: Turuncu, sıcaklık, memnuniyet, verimlilik ve sıhhat ile iliskilendirilir. Güçlü ve cömert bir görünümü vardır. Turuncu, en çok istah ile ilgili olan renktir.Turuncu rengi, çabuk dikkat çeker.
PEMBE: Pembe, en romantik ve narin renktir. Aynı zamanda sakinleştirici bir etkisi vardır. Araştırmalar gösteriyor ki, pembe insanları yatıştırıyor ve kalplerini yumuşatıyor.

Bu yazı da ilginizi çekebilir:  Teknoloji ile Tarımın Geleceği

KAHVERENGİ: Ciddiyet, sıcaklık, sağlamlık gibi hisler yaratır. Daha çok yetişkinlere hitap eder. Zaman zaman melankolik duygular da yaratabilir.

Gelelim Semiyotik Biliminin Peyzaj Mimarları açısından önemine ve nasıl kullanabileceğimize.

Bir Peyzaj Mimarı olarak öncelikli görevimiz olan plantasyonda yukarıda verdiğim renklerin özellikleri kullanılarak tasarım yapılabilir. Yada Topiary Sanatı ile Semiyotik Bilimi birlikte kullanılarak sanatsal çalışmalar yapılabilir.

Ama daha büyük düşünmek gerekirse; çizdiğimiz projelere üstten bakılınca anlamlar yüklemeliyiz. Mesela deprem tehlikesine dikkat çekmek istenilen bir yerde tepeden bakılınca zikzaklar çizen yollar, içine girildiğinde ise Topiary sanatıyla yıkık bir bina görüntüsü, depremde hayatını kaybedenler için bir anıt, kırılmış zeminden fışkıran su gibi büyük ölçekli bir proje yapılabilir. Hatta bu projenin meydanını (yukarıdan bakıldığında) üzgün bir yüz şeklinde çizebilir, içine depremden korumak için bilgilendirici panolar koyulabilir.

Yada Türkiye haritası şeklinde bir proje çizip meydanı Ay-Yıldız şeklinde tasarlanılabilir. İçerisine dev Türk Bayrağı, Türk atalarının heykelleri, Türk mimari eserlerinin küçük birer örnekleri konulabilir. Hatta çocuk parkında kullanılacak elemanlar Keloğlan, Nasrettin hoca gibi Türk kültürlerinden birer örnek olabilir. Bu örnekleri artırabilmek ve geliştirebilmek mümkün tabiki.

Semiyotik etkisinin mimaride ilk büyük yansımalarını Dubai’de Palmiye ağacını andıran Palmiye adası ve Yelkenli şeklindeki Burj Al Arab otelinde görüyoruz. Sizce bu yerlerin mimarları neyi amaçlamış olabilir? Şüphesiz yelkenli ve palmiye ağaçları insanların aklında yaz ve tatil fikrini çağrıştırdığı için bu simgeler kullanılmıştır. İnsanlar yelkenli gördükleri zaman beyinlerinde Burj Al Arab canlanacaktır.

Gelecekte Semiyotik biliminin daha çok kullanılacağı bir gerçek. O zaman biz Peyzaj Mimarları da eserlerimizde bu özelliği daha çok kullanmalıyız. Daha yazı icat edilmeden, dünyanın ilk zamanlarında dahi mağaraya çizilen hayvan figürlerinin birer sembol olduğu ve bu sembollerden yola çıkılarak geçmişiz hakkında bilgi sahibi olduğumuz düşünülürse, semiyotik biliminin önemi kavranılmış olur sanırım.

Bu yazı da ilginizi çekebilir:  Bitkilerde Renk Kompozisyonunda dikkate alınması gereken hususlar

Faydalanılan Kaynaklar:

1-       http://tr.wikipedia.org/wiki/Semiyotik

2-       http://www.grafikerler.org/temel-sanat-egitimi-dersleri/24093-tasarimda-semiyotik-bilimi-ve-renkler.html

3-     http://blog.peyzax.com/blog/2010/12/13/renklerin-mimarideki-yeri/

Peyzaj Mimarlığı Doktora Öğrencisi. Peyzax'ın kurucu ve idarecisi. Bilim, Sanat, Felsefe ile ilgileniyor.

Yazarın Profili