Planlamada Akıllı Büyüme Kavramı
  1. Anasayfa
  2. Kavramlar

Planlamada Akıllı Büyüme Kavramı

0
Reklam Sponsoru

Akıllı Büyüme Nedir?

Akıllı büyüme kent içi, banliyö ve kırsal alanlardaki konut, iş yerleri, dükkân ve okullara yakın ulaşım seçenekleri ile kentleşme anlamına gelmekte, yerel ekonomiyi destekleyerek doğayı korumayı amaçlamaktadır.

Çevresel Sorunlar Akıllı Büyümeyi Zorunlu Hale Getirdi

akıllı büyüme

1950’lerden sonra hızla artan nüfus artışı ve sanayi devrimi ile beraber, kırsaldan kentlere göç başlamıştır. Kent nüfusunun hızla artması ve gün geçtikçe de artıyor olması birçok problemi de beraberinde getirmiştir. Kontrolsüz kentsel gelişmeye bağlı olarak; doğa üzerindeki baskıların yoğunlaşması, biyolojik çeşitlilik ve ekolojik dengenin tehlikeye atılması, doğal değerleri koruma konusundaki endişeler gün geçtikçe arttırmıştır.
Aşırı nüfus artışı, açlık, nükleer felâketler, kentlerin kontrolsüz büyümesi, yağmur ormanlarının giderek yok olması, asit yağmurları, sera gazı etkisi, iklim değişikliği, ozon tabakasının delinmesi, sürüp giden bölgesel çatışmalar gibi konular tüm insanlığın ortak kaygıları haline gelmiştir. Özellikle nüfusu fazla olan ülkelerde, 200-300 yıl içerisinde yaşanacak olan su ve gıda sıkıntısı topraklarındaki kaynakları koruma bilincini ortaya çıkarmıştır. Son yıllarda da gelişen “Çevre Olgusu”, uluslararası kamuoyunu en çok meşgul eden olayların başında yer almaktadır.

Çevreye verilen önemin artması ve koruma bilincinin oluşmasıyla beraber günümüzde tartışılan “Yeni Çağ Şehirleri”, Kentsel Rönesans”, “Kentsel Yayılma”, “Akıllı Büyüme”, “Kentsel Dayanıklılık”, “Yeni şehircilik” gibi birçok kent modeli yaklaşımları ortaya çıkmıştır (Faruk Göksu, 2010). Kentlerin ilk oluşumlarında hiçbir kaygı beslenmeden tasarlanan ve uygulanan kent modelleri, günümüzde yaşanan problemlerin azaltması hedef alınarak ortaya çıkmıştır. Örneğin; günümüzde sıkça rastladığımız Eko-Şehir yaklaşımları, kentlerdeki Hava-Su kirliliği gibi problemleri azaltmaya yönelik, sürdürülebilir planlar, yeşil altyapı, yaşam kalitesini arttırma, sıfır-karbon teknolojilerini kullanmayı öneren stratejiler içermektedir. Ortaya çıkan yeni şehir akımları birbiriyle bağlantılı ya da ortak birçok prensip içermektedir.

Bu yazı da ilginizi çekebilir:  Suçlar ve Mekanlar

İlk olarak gelişmiş ülkelerde 1990’lı yıllarda “Saçaklanma **Saçaklanma Nedir? Düşük yoğunluklu kentsel gelişimin kontrol altına alınamaması nedeniyle doğal alanların hızla yok olması anlamındadır. Yaşama ve çalışma alanları arasındaki mesafenin artması, enerji tüketiminin artması, yüksek oranda araç bağımlılığı, kentsel altyapı maliyetlerinin artması, doğal alanların yok olması, kişilerin ürettikleri kirlilik oranının yüksek olması gibi olumsuz sonuçları doğurmaktadır. Saçaklanma probleminin önemi “gıda sıkıntısının ortaya çıkması” olarak vurgulanmaktadır.**”, “Araba bağımlılığı” ve beraberinde getirdiği “Trafik” problemlerine çözüm olarak ortaya çıkan akıllı büyüme kavramı, çalışma alanları ve koruma alanlarını arttırarak kırsal peyzajı desteklemek, mevcut altyapısı olan yerleşim alanlarına yatırım yapılmasını sağlamak, çekici alanlar oluşturarak genç nüfusu çekmek gibi ilkelere sahiptir.

Amerika’nın ve İngiltere’nin yakın geçmişine bakıldığı zaman kentsel bölgelerin ve banliyölerin yayılımlarının kırsal alanlar ve ormanlara doğru olduğu görülmektedir. Doğal vejetasyon geçirimiz yüzeylerle yer değiştirdiği zaman taşkın suları akışı artarak; yaban hayatı ve doğal alanlar kaybolmasına neden olmaktadır. Bu da kirletici maddelerin su kaynaklarına daha fazla karışmasına sebep olarak su kalitesi düşürmektedir. Su kalitesinin düşmesi, azalan doğal kaynaklar, hava kalitesinin bozulması, biyoçeşitliliğin azalması, doğal alanların tahribatı, toprak kaybı/ bozulması, tarım ürünlerinin azalması sorunları akıllı büyüme yaklaşımlarına neden ihtiyaç olduğunu göstermektedir.

Jon Reeds, “Smart Growth (Akıllı Büyüme)” kitabında “Nasıl bu karmaşa içine geldik”, “Şimdi neredeyiz”, “Bir şeyleri düzeltmek için ne yapmalıyızsorularına üç başlık altında cevap aramaya çalışmıştır. Bu soruların altında saçaklanma ve savaşın getirdiği sorunların günümüzde sürdürülebilir kent planlarını ortaya çıkardığını ve küresel ısınma, antropojenik bazı etkiler karşısında bazı stratejiler geliştirmek gerektiğini belirtmiştir. Aynı zamanda Reeds; küresel ısınma **Doğal nedenler ve sera gazları gibi bazı yapay nedenlerden dolayı dünya düzeyindeki sıcaklığın artması olarak nitelendirilen küresel ısınmanın, ülkemizde sıcaklıkların değişmesiyle birçok canlı türünün yok olmasına yol açacağı tahmin edilmektedir. Akıllı büyümenin de stratejileri içerisinde yer alan enerji konusu bu konuyla başa çıkmanın yolları arasında gösterilmektedir.**, petrol azlığı **Günümüzde petrol sıkıntısının altında vurgulanan en önemli konu, petrol seviyesinin azalması ve tükenme tehlikesiyle karşı karşıya kaldığımızda, tarlaların sürülememesi hatta gıdanın ulaştırılamaması gibi çok ciddi problemlerle yüzleşmemizdir.**, su ve gıda sıkıntısı, toprak bozulması gibi çevresel faktörlerin, bu stratejileri isteyerek uygulamanın yanı sıra uygulamak zorunda olduğumuz gerçeğini de vurgulamaktadır.
Akıllı büyüme kent içi, banliyö ve kırsal alanlardaki konut, iş yerleri, dükkân ve okullara yakın ulaşım seçenekleri ile kentleşme anlamına gelmekte, yerel ekonomiyi destekleyerek doğayı korumayı amaçlamaktadır. Çevre alanlarının yenilenmesi, kırsal ve açık alanların korunması, konut ekonomisinin uygun bir seviyede tutulması, geçirimsiz tabakaların azaltılması, hassas çevresel alanların korunması, kentsel saçaklanmanın azaltılması, doğal çevre ile uyumlu altyapının sağlanması ve daha fazla ulaşım seçeneklerinin sağlanmasını öngören gelişme stratejilerini ifade etmektedir(Jon Reeds, 2011).
Akıllı büyüme kavramını, iş hayatında daha rekabetçi bir ortam oluşturma; alışveriş, iş, oyun alanlarında daha işlevsel alternatif yerler sağlama; mahalle sakinlerine yeni iş olanakları sunma; emlak değerlerini artırma; yaşam kalitesini artırma; vergi tabanını genişletme; açık alanları muhafaza etme; kontrollü büyüme ve güvenliği geliştirme gibi birçok amacı içermektedir.
Akıllı büyüme kavramının prensiplerini, birleştirilmiş arazi kullanımları; kompakt yapı tasarımlarının sağladığı yarar; konut fırsatları ve seçimlerinde çeşitlilik; yürüme alanları; geliştirilmiş, belirgin ve çekici ve güçlü bir yer hissi yaratan mekanlar; korunan tarımsal ve açık alanlar hassal çevresel bölgeler, doğal güzellikler; güçlendirilen ve geliştirilen yerleşimler; ulaşım seçeneklerinde çeşitlilik; geleceğe yönelik, adil ve uygun maliyetli gelişimler; halkın katılımı, toplum-hissedar işbirliği oluşturmaktadır.
2001 yılında, %98 arazilik alana yerleşildiği ve sadece %2’lik kısmın boş kaldığı, mevcut 53 lük yeşil bandın her yıl %2’sinin yerleşime açıldığı, nüfusun % 30 artış göstererek yerleşecek alan sıkıntısı yaşayan Maryland bu sorunlara çözüm olarak akıllı büyüme yaklaşımını benimsemiş ve uygulamaya geçmiştir. 2008 yılında ise, “Silver Spring Kent Merkezi Geliştirme Projesi” ile “Akıllı Büyüme Genel Başarı Ödülünü” almıştır.

Bu yazı da ilginizi çekebilir:  Maki Bitki Örtüsü: Türkiye'nin Kendine Has Flora Bölgesi

Özge ÇELİK

Araştırma Görevlisi-İTÜ

Yeşil Mimari 2012-2013 yıllarında 4 sayı olarak Mehmet Emin DAŞ editörlüğünde çıkarılmış bir Peyzaj Mimarlığı dergisidir.

Yazarın Profili

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir