Danimarkalıların kısaca Tivoli dedikleri bir masal diyarı. Danimarka’nın başkenti Kopenhag’ın merkezinde yer alan bu devasa eğlence merkezi, gerçekten bir masaldan fırlamışçasına büyülü.
1843 yılında Georg Carstensen tarafından kurulan bu eğlence merkezi günümüzde Kopenhag ile birlikte anılır olmuş. Yolunuz Kopenhag’a düşerse mutlaka ziyaret etmelisiniz.
1-Resimde Tivoli’nin giriş kapısı gözüküyor. Girişin hemen sağında, bizim için çok bilindik değil ama birçok Avrupalı için bilindik olan “Benim şirin ayıcığım” (Çevirince biraz kötü gözüküyor ama kusura bakmayın (my sweet bear) dükkânlarından var. Bu dükkânlarda her boyda oyuncak ayıcık yapabiliyorsunuz. Oyuncağınızın boyundan rengine, şeklinden ifadesine kadar her şeyi siz belirliyorsunuz. Görevli personel tarafından hemen oracıkta hazırlanıyor. Hatta ayıcığınızın içine doldurulacak doldu malzemesine dahi siz karar veriyorsunuz. Özellikle dolgu malzemesini kendinizin doldurmasını tavsiye ederim çok keyifli. Sonrasında oluşturduğunuz bu ayıcık için türlü türlü aksesuarlar satın alabiliyorsunuz. Oldukça ilginizi çekeceğini düşünüyorum. Bir yerlerde rastlarsanız mutlaka içine girin. Bir şeyler almasanız dahi yapılanları seyretmek bile çok zevkli.
Tivoli girişinde görevlilerden bilet almanız gerekiyor. Bu biletler oldukça çeşitli. Günlük tüm aktiviteler içinde, sadece giriş, giriş ve bazı aktiviteler, grup, öğrenci vs o kadar çok seçenek var ki insanın kafası karışıyor. Fiyatlar astronomik. Dünyanın en pahalı şehirlerinden biri Kopenhag’dır. Özellikle konaklama ve yeme-içme. Tabi eğlence de bundan nasibini almış.
2-Öncelikle şunu belirtmeliyim ki, bir günde Tivoli’yi sindire sindire gezmek pek mümkün değil. İçeride açık hava konserler, harika göletler, eğlence parkları, akvaryum vs. var. Her biri kendi içinde saatlerce sizi meşgul eder. Bu nedenle sabah ilk açılışında girip, akşam son kapanışında çıkmakta fayda var. İçeride yeme-içme için oldukça çeşitli onlarca yerler var. Tabii ki her şey pahalı. Çok sorun değil atıştırmalıklarla idare ederim derseniz. Sosisli, dilim pizza gibi fast food seçeneği de mevcut.
Açık sahnelerde ve sokaklarda sürekli konserler ve gösteriler var. Hiçbir şeye takılmadan baştanbaşa yürüyeceğim dahi deseniz mutlaka bir kaç gösteri görmüş ve bir kaç konser dinlemiş oluyorsunuz. Akşam hava karardığında da muhteşem ışık gösterileri ve havai fişek gösterileri seyredebiliyorsunuz.
3-İçindeki büyük eğlence parkı muhteşem. Her yaşa hitap eden oyuncakları ile çılgınlar gibi eğleniyorsunuz.
Akşamüstü dinlence ve yemeğinizi (biraz para harcamayı göze alırsanız) gölet üzerindeki ahşap gemi restoran’ da yapabilirsiniz. Eski bir korsan gemisinden oluşturma bu restoran gerçekten büyüleyici ve çok pahalı. Ufak bir hatırlatma yapalım. Gittiğiniz güne göre, sabah girişinizde veya Tivoli ye gitmeden önce rezervasyon yaptırmakta fayda var. Tahmin edebileceğiniz gibi hafta sonları oldukça dolu.
Biraz da dışından bahsetmek gerekir ise Tivoli tam şehrin merkezinde. Kapısına sırtınızı dönük durduğunuzu düşünürsek oteller solunuzda kalıyor. Oteller diye özellikler yazdım. Onlarca farklı kalitede otel var. Bir ikisine bakarak hemen karar vermeyin. Yan yana otellerde bile çok farklı şartlar söz konusu. Sağınızda ise merkez ve eğlence yerleri var. Kopenhag, dünyanın en ünlü eğlence şehirlerinden biridir. Özellikle Absolut ice bar’ ı görmenizde fayda var.
Tivoli, Kopenhag’ın kalbinde kurulmuş büyülü bir eğlence merkezi. Kapılarından içeri girdiğinizde bunu daha iyi anlıyorsunuz. Yolunuz bu şehre düşerse veya özellikle giderseniz, Tivoli için zaman ayırmanızda fayda var.
Kopenhag / Danimarka
Yazar: Şaban BÜYÜKBAKIRCI
